Şarap makaleleri

Trodos’da geleneksel bağcılık ve şarap üretimi

Alona köyü, Pitsilya bölgesi’nin gözdesi, deniz seviyesinden 1200 metre yükseklikte kuzey’e bakan Trodos dağları üzerinde küçük bir köy. Lefkoşa Metehan sınırından yaklaşık bir saat uzaklıkta.. Arkadaşım Uygar’la birlikte Alona köyünde yaklaşık 200 yıldan beridir aile mirası olan bağcılık ve geleneksel şarap yapımını sürdürmeye çalışan Stelios’u daveti üzerine ziyaret ediyoruz ve hasatla birlikte şarap yapımına eşlik ediyoruz. Köye geldiğimizde kendisi 20 dakikalık uzaklıkta Ağros bölgesi bağlarında ailesiyle birlikte hasata başlamıştı bile.. Bağlar yaklaşık 1400 rakımda yetişen Mavro (Cypro Nero veya Kıbrıs Karası) ve Xynisteri (Çekirdekli Beyaz Üzüm) olarak bilinen Kıbrıs’ın yerli üzüm türlerinden oluşuyor. Genelde bu bölgede bağlar dağ içerisinde setler açılarak yamaçlarında kurulmuş. Toprak yapısı ise, killi toprak ve magnezyum ve demir açısından zengin mağmatik gabro,  diğerleri ise plajiyogranit ve wehrlite adını taşıyan küçük büyük taş parçalarıyla dolu. Toprak su geçirgenliği açısından içerdiği volkanik taşlar ve özellikler itibariyle oldukça geçirgen olmasına rağmen asmanın ihtiyacı olan toprak altı nemliliğini tutup asmanın su ihtiyacını karşılayabiliyor. Bu toprak yapısı, yapılan şarap’da güçlü ve dinç bir yapı sağlarken, renk ve tat olarak biraz zayıf bir karakter yaratabiliyor. İklimsel olarak yılın en sıcak Ağustos ayında 32 derece sıcaklığa ulaşırken geceleri de 23 derece en düşük sıcaklığa sahip. Özellikle üzüm hasatının başladığı ay olan Ekim ayında en yüksek 26, en düşük ise 13 derece sıcaklığın olması şarap kalitesinde önemli derecede etkili olmaktadır.

Geleneksel yöntemlerle şarap yapımı

Stelios, sekiz yıl öncesine kadar ailesinin bu geleneğine sadece seyirci kalmış.. yakın zamanda babasını kaybettikten sonra bu aile mirasına daha da sıkı sarılan Stelios, nesilden nesile süregelen geleneksel yöntemlerle bağcılık, hasat ve şarap yapımı tecrübesini zamanla tecrübe etmeye başladığını anlatıyor bize. Küçük bir bağ olmasına rağmen geçen yılki hasattan yaklaşık 1500 litre şarap yapmayı başarmış. Bu köyde neredeyse her eve ait Ağros bölgesinde bir bağ vardır. Her evde geleneksel yöntemlerle şarap ve zivaniya mutlaka yapılmaktadır.

Şaraplık üzümler hasat sonrası bir zamanlar tamamen eşşeklerin sırtında köfünlerin içerisinde köye taşınmaktaydı. Çok güç ve zorlu bir dönemdi.. şimdi ise hasatın elde yapılmasının dışında araçlarla kısa sürede üzmler köye ulaştırılabiliyor. Köyde yoğun süreç devam ediyor. Yarısına kadar yerin altında gömülü ve Trodos’un kil toprağından yapılan büyük küplerin içerisine, kare konik ahşaptan yapılmış altta manevella kol ve ezici silindir yardımıyla üzümlerin ezilerek fermentasyona bırakılıyor. Geçtiğimiz yılın hasatından elde edilen şarabı gururla tattırıyor bize Stelios. Üretilen şarap, burunda kırmızı kiraz, olgun kiraz, siyah erik, üzüm, üzüm yaprağı, ıslak taş ve toprakımsı notalar verirken orta gövdeli tanen ve renk yapısıyla ağızda oldukça yumuşak içimli, hafif tatlımsı, reçinemsi bir tada sahip. Bitiş ise ağızda ilk yudumda yoğun hissedise de kısa sürebiliyor. Tamamen doğal ve geleneklere bağlı yapılan bu şarapda herhangi bir ölçüm aleti de kullanılmıyor.

Zaman tünelinde gezinti

Stelios’un eşinin hazırladığı muhteşem yemeğe eşlik eden bu geleneksel şarap sonrasında yine kendi üretimleri olan zivaniya ile öğleni geçiriyoruz. Güzel bir kahveden sonra Stelios bizi köy içerisindeki daracık sokaklarda taştan inşa edilmiş evlerin arasında geçmişe götürdü. Meyve bahçelerinde son bulan araştırma gezimize, muhteşem bir gün batımıyla geri dönüş yolculuğunda son verdik.

Add a Comment